İYİKİ BİR MEHMET VAR BU TOPRAKLARDA
Bir insan düşünün aklı hep insanında olsun. Bir insan düşünün aklı hep ilçesinde ve ilinde olsun. Bir insan düşünün aklı hep bölgesinde ve vatanında olsun. Bir insan düşünün, olmayanı düşünsün.
MUĞLA – Devleti şirket gibi yönetenlerin aksine devletin devlet gibi yönetilmesinin fikir ve düşüncesinde bir adamdır Mehmet Demir
Ait olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin son zamanlarda en çok konuşulan ismi haline gelmiştir Demir.
Nerede yardıma muhtaç biri yada birileri varsa o daima onların yanındadır. O’nu da onların yanına gitmeye zorlayan sahibi olduğu vicdandır.
CHP’nin Fethiye İlçe başkanı olur kendileri. Adamdır ve insandır. Hayat ona sahip olduklarını zembille gökten indirmemiştir. Çalışmıştır, çabalamıştır ve sahip olduğu her şeyin altında kalemiyle değil, tırnaklarıyla attığı imza vardır
Akdeniz'in Hatay’ından başlayıp Ege’nin güzide il ve ilçelerine kadar yayılan orman yangınlarında yine boş durmadı Demir.
Her toplumsal sıkıntıda olduğu gibi bu yangında da devreye öyle bir girdi ki, görene de, duyana da küçük dillerini yutturdu Mehmet Demir.
Yüreğinde ki insan sevgisinin tartışılamayacağı isimlerdendir kendisi. 1 kere sever ama tam sever. Eğer sevmişse sevdiği her kim olursa olsun eğrisiyle doğrusuyla, günahı ile sevabıyla artık Demir’in hayatında ki bir sorumluluktur.
Her üstün insanın olduğu gibi Mehmet Demir’in de partisi ve halkı adına yaptığı çalışmaları çekemeyen, kıskanan birileri var kuşkusuz.
“- Bunlarla nasıl baş ediyorsun?” diye sorduğumuzda verdiği cevap şöyle oluyor Demir’in:
“- Hayatımızda onlarda olmalı. Ben beni çekemedikleri için bu insanlara kızmıyorum. Aksine onların verdiği her tepkiden bir ders çıkarıyorum. Çünkü benim taktir edilmek kadar eleştirilmeye de ihtiyacım var. Ben bunun için CHP’liyim, Bunun için bir Mustafa Kemal neferiyim” diyor
Şöyle de devam ediyor Demir:
“- Bulunacak bir hatanız yok ise mutlaka ki sizi bir şekilde tenkit edecekler olacaktır. Bunu yapanlara zaman zaman hak veriyorum çünkü benim halkımla ve ülkemle ilgili yaptıklarım normal bir ilçe başkanının yaptığı işler değil. Pantolonumda iki cebim var. Bu iki cebimin ikisi de daima benden medet umanların hizmetindedir. Bir de buna ilçede benim gibi düşünenlerin bana olan desteğini eklersek haliyle yapılan her güzel iş birilerini rahatsız edecektir” diyor
Her günü hayır ve hasenatla geçen Demir’in son yaptığı belkide son günlerin en çok konuşulacak işlerinden biri oldu.
Demir bu kez orman yangınlarında görev alan gönüllülerin söndürme çalışmalarında işlerini kolaylaştıracak çok önemli bir desteğe imza attı.
150 adet yangın söndürme tüpü, 150 adet el feneri, 150 adet kafa lambası ve 150 adet yanık kremi ile yerini aldı orman yangın alanında. Köyceğiz’de süren yangına Hızır gibi yetişti Mehmet Demir. İşte bir gurup hayırseverinde desteği ile bu malzemeleri temin etti gönüllü itfaiyecilere.
Yurdun dört bir yanından gelip Ege’de ki yangını söndürmeye çalışan İstanbullu, Ankaralı, Balıkesirli, Kocaelili, Tekirdağlı, İzmirli, Manisalı, Çanakkaleli, Sakaryalı, Düzceli, Antalyalı, Hataylı gönüllülere yangın söndürme çalışmaları sırasında ihtiyaç duydukları en önemli malzemeleri taşıdı yangın yerine.
Bunlar yangın söndürme tüplari, fenerler, kafa lambaları ve yanık kremleriydi kuşkusuz.
Ve bu malzemeleri gören gönüllüler gözlerine inanamadılar. Çünkü bunları onlara getirmesi gereken devlet iken, CHP’nin bir ilçe başkanı getirmiş ve hepsine elleriyle teslim etmişti.
Söyleyecek söz bulamadı gönüllü itfaiyeciler. Sadece bir teşekkürdü edebildikleri Başkan Demir’e.
Demir’in de almayı istediği karşılık buydu zaten. Yaptığının bilinmesi ve taktir edilmesiydi kuşkusuz.
Bir kez daha çok önemli bir anda, çok önemli bir konuda bir hayır duası almıştı Demir. Mutluydu.
Korku ile, kuşku ile, sıkıntı ile gittiği Köyceğiz’den bir dönüşü vardı ki sormayın
Mehmet Demir mutluydu. Ve bir kez daha gecenin karanlığında gözlerini gökyüzüne dikti ve karanlığın içinden Tanrı’yı arayarak şöyle dedi kendi kendine.
“- Beni yolundan ayırma Rab’bim. Bana ihtiyacı olan insanların acılarını duymama izin ver. Ve ben senin gücün sayesinde onlara ulaşabileyim. Sen benim yolumu aç ki ben benden medet umanların acılarını dindirebileyim.”
Bir insan düşünün aklı hep insanında olsun. Bir insan düşünün aklı hep ilçesinde ve ilinde olsun. Bir insan düşünün aklı hep bölgesinde ve vatanında olsun. Bir insan düşünün, olmayanı düşünsün.
MUĞLA – Devleti şirket gibi yönetenlerin aksine devletin devlet gibi yönetilmesinin fikir ve düşüncesinde bir adamdır Mehmet Demir
Ait olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin son zamanlarda en çok konuşulan ismi haline gelmiştir Demir.
Nerede yardıma muhtaç biri yada birileri varsa o daima onların yanındadır. O’nu da onların yanına gitmeye zorlayan sahibi olduğu vicdandır.
CHP’nin Fethiye İlçe başkanı olur kendileri. Adamdır ve insandır. Hayat ona sahip olduklarını zembille gökten indirmemiştir. Çalışmıştır, çabalamıştır ve sahip olduğu her şeyin altında kalemiyle değil, tırnaklarıyla attığı imza vardır
Akdeniz'in Hatay’ından başlayıp Ege’nin güzide il ve ilçelerine kadar yayılan orman yangınlarında yine boş durmadı Demir.
Her toplumsal sıkıntıda olduğu gibi bu yangında da devreye öyle bir girdi ki, görene de, duyana da küçük dillerini yutturdu Mehmet Demir.
Yüreğinde ki insan sevgisinin tartışılamayacağı isimlerdendir kendisi. 1 kere sever ama tam sever. Eğer sevmişse sevdiği her kim olursa olsun eğrisiyle doğrusuyla, günahı ile sevabıyla artık Demir’in hayatında ki bir sorumluluktur.
Her üstün insanın olduğu gibi Mehmet Demir’in de partisi ve halkı adına yaptığı çalışmaları çekemeyen, kıskanan birileri var kuşkusuz.
“- Bunlarla nasıl baş ediyorsun?” diye sorduğumuzda verdiği cevap şöyle oluyor Demir’in:
“- Hayatımızda onlarda olmalı. Ben beni çekemedikleri için bu insanlara kızmıyorum. Aksine onların verdiği her tepkiden bir ders çıkarıyorum. Çünkü benim taktir edilmek kadar eleştirilmeye de ihtiyacım var. Ben bunun için CHP’liyim, Bunun için bir Mustafa Kemal neferiyim” diyor
Şöyle de devam ediyor Demir:
“- Bulunacak bir hatanız yok ise mutlaka ki sizi bir şekilde tenkit edecekler olacaktır. Bunu yapanlara zaman zaman hak veriyorum çünkü benim halkımla ve ülkemle ilgili yaptıklarım normal bir ilçe başkanının yaptığı işler değil. Pantolonumda iki cebim var. Bu iki cebimin ikisi de daima benden medet umanların hizmetindedir. Bir de buna ilçede benim gibi düşünenlerin bana olan desteğini eklersek haliyle yapılan her güzel iş birilerini rahatsız edecektir” diyor
Her günü hayır ve hasenatla geçen Demir’in son yaptığı belkide son günlerin en çok konuşulacak işlerinden biri oldu.
Demir bu kez orman yangınlarında görev alan gönüllülerin söndürme çalışmalarında işlerini kolaylaştıracak çok önemli bir desteğe imza attı.
150 adet yangın söndürme tüpü, 150 adet el feneri, 150 adet kafa lambası ve 150 adet yanık kremi ile yerini aldı orman yangın alanında. Köyceğiz’de süren yangına Hızır gibi yetişti Mehmet Demir. İşte bir gurup hayırseverinde desteği ile bu malzemeleri temin etti gönüllü itfaiyecilere.
Yurdun dört bir yanından gelip Ege’de ki yangını söndürmeye çalışan İstanbullu, Ankaralı, Balıkesirli, Kocaelili, Tekirdağlı, İzmirli, Manisalı, Çanakkaleli, Sakaryalı, Düzceli, Antalyalı, Hataylı gönüllülere yangın söndürme çalışmaları sırasında ihtiyaç duydukları en önemli malzemeleri taşıdı yangın yerine.
Bunlar yangın söndürme tüplari, fenerler, kafa lambaları ve yanık kremleriydi kuşkusuz.
Ve bu malzemeleri gören gönüllüler gözlerine inanamadılar. Çünkü bunları onlara getirmesi gereken devlet iken, CHP’nin bir ilçe başkanı getirmiş ve hepsine elleriyle teslim etmişti.
Söyleyecek söz bulamadı gönüllü itfaiyeciler. Sadece bir teşekkürdü edebildikleri Başkan Demir’e.
Demir’in de almayı istediği karşılık buydu zaten. Yaptığının bilinmesi ve taktir edilmesiydi kuşkusuz.
Bir kez daha çok önemli bir anda, çok önemli bir konuda bir hayır duası almıştı Demir. Mutluydu.
Korku ile, kuşku ile, sıkıntı ile gittiği Köyceğiz’den bir dönüşü vardı ki sormayın
Mehmet Demir mutluydu. Ve bir kez daha gecenin karanlığında gözlerini gökyüzüne dikti ve karanlığın içinden Tanrı’yı arayarak şöyle dedi kendi kendine.
“- Beni yolundan ayırma Rab’bim. Bana ihtiyacı olan insanların acılarını duymama izin ver. Ve ben senin gücün sayesinde onlara ulaşabileyim. Sen benim yolumu aç ki ben benden medet umanların acılarını dindirebileyim.”