İlk Şiir Kitabını Yayınlayan Tandoğan Sönmez: ‘HAYATIMIZIN RENGİ, YÜREĞİMİZİN SESİDİR ŞİİR’
Türkülerimizin, şarkılarımızın, duygularımızın güzellemeleri, yüreğimizin rengidir bir bakıma şiir.
İnsani yanımızdır yüreğimiz ve yüreğimizin sesi de şiirler.
Çoğumuz yaşamımızda mutlaka ya şiir yazmışızdır ya da şiirlerle yakından ilgilendiğimiz zamanlarımız olmuştur.
Kimi zaman sevdiğimize yazmışızdır mısraları kimi zaman içimizden geçenleri anlatmak için sığınmışızdır mısralara.
Hangimiz bir şarkının bir türkünün sözlerine eşlik etmedik ki dinlerken. Bazen içimizden söyledik kimi zaman da haykıra haykıra eşlik ettik sözlerine türkülerin, şarkıların.
Sevinçlerimizi paylaştığımızda oldu şiirlerle acılarımızı, hüzünlerimizi kederlerimizi de.
Kısacası şiir hayatımızın renkli yanı. Yüreğimizin renkleri değil mi?
Şiirler olmasa kime nasıl duyurabiliriz ki yüreğimizin sesini.
İşte belki de birçoğumuzun yüreğinin sesi olabilecek şiirleri yazan Tandoğan Sönmez’in ilk şiir kitabı yayınlandı. Biz de onunla şiir üzerine sohbetler ettik.
-Sizi genelde sosyal konuları, ekonomiyi ve siyaseti yazan bir gazeteci yazar olarak biliyoruz. Bundan önce yayınladığınız kitaplar da bu yönde. Oysa bir de şair yönünüz varmış. Ne zamandan beri şiir yazıyorsunuz?
Tandoğan Sönmez: Aslında benim yazı hayatım ilk şiirle başlar. Lise yıllarından beri yazıyorum. Öğretmen lisesindeki edebiyat öğretmenimin de etkisi büyüktür.
-Edebiyat Öğretmeniniz mi şiire yönlendirdi sizi?
Tandoğan Sönmez: Yönlendirme değil de teşvik etmek diyelim. Cesaretlendirdi. Şiir yazdığımı söylediğimde ‘Ver de okuyayım’ demişti. Ben de ‘yazdıktan sonra yırtıp atıyorum’ dediğimde ‘Sakın yırtma. Sakla ve daha sonra yazdığın şiirlerle öncekileri karşılaştır ve kendindeki gelişmeyi gör. Eğer sonraki şiirlerin öncekilerden iyiyse devam et. Kendini eleştirmekten çekinme. En iyi öğretmen insanın kendisidir’ demişti.
O zamandan sonra sakladım ve dediği gibi kendimdeki gelişmeleri gördüm. Yine onun teşvikiyle ‘şiir’ diyebileceğimiz ilk şiirimi Atatürk’e yazdım. Okul birincisi, il de de yaptığım küçük bir hata yüzünden ikinci olmuştum.
Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda da bizin gazetenin şiir köşesinde ilk benim şiirlerim yayınlanmıştı.
-Bu yönünüzü değil de daha çok makaleleriniz sorunlarımızın çözümü yönünde hazırladığınız akademik yazılarınız biliniyor.
Tandoğan Sönmez: Doğru. Şiirlerini şiir severler biliyor.
-Nasıl tepkiler aldınız?
Tandoğan Sönmez: Yayınlanacağını duyurduğumuzdan beri çok güzel tepkiler geldi. ‘Geç bile kaldın’ diyenler oldu. Özellikle radyo programlarımı bilenler, kitabımın yayınlanmasını çok istiyordu.
-Radyoda şiir programımı yapıyordunuz?
Tandoğan Sönmez: İstanbul’dayken uzun yıllar radyoda şiir programları yaptım.
-Sizi etkileyen şairler var mı?
Tandoğan Sönmez: Olmaz mı? Bütün şairlerden etkilendiğim olmuştur. Mesela 90’lı yıllara kadar yazdığım şiirlerimin Cahit Sıtkı’ya çok benzediği için hepsini yaktım. Kendime özgü bir tarzımın olması için çok okudum. Aşk şiirlerinde Ümit Yaşar’dan etkilenmişimdir. Okuduğum bütün şairlerin tarzından, şiir zekalarından çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
-Size göre şiir nedir?
Tandoğan Sönmez: Şimdi öyle bir soru sordunuz ki saatlerce anlatılabilecek kadar geniş. Ben size bir soru sorayım. Şiirin olmadığı bir yaşamı düşündünüz mü hiç?
Örneğin şiir olmazsa, türküler olmaz. Türkilerin olmadığı bir hayatı düşünsenize. Şarkıların söylenmediği bir yaşamı düşünün.
Kupkuru olmaz mı? Renkleri de olmaz hayatımızın. Duygularımızı paylaşamadığımızda, güzelliği kalır mı sevmenin?
Sevginin sevgiyi paylaşmanın güzelliği olmazsa hayatın tadı mı olur?
Şiir aslında insani yanımızdır aslında.
Duygularımız yani yüreğimizdir bizi insan yapan.
Yüreğimizin sesi de işte şiirsel anlatımlardır. İlle de yazılmış olması da şart değil. Sevdiğinize söylediğiniz, duygularınızı anlatan sözler de şiirdir. Duygularınızı paylaştığınız söylemler de şiirseldir.
Onun için diyorum ki ‘hayatımızın rengi, yüreğimizin sesidir şiir’
-Günümüz şairlerini nasıl buluyorsunuz? Eski şairler kadar neden tanınmıyorlar?
Tandoğan Sönmez: Çoğunu çok beğeniyorum ve çok zekice yazılmış şiirleri var. Hatta kendisine ‘şair’ demeyenlerin bile çok güzel şiirleri var. Çok kaliteli şiir yazanlarımız var.
Ancak asıl sorun bizim okumayı ve kaliteli edebiyatı sevmeyişimiz. Gazetelerin şiir köşelerini bakar mısınız? Ne kadar saçma sapan yazılmış ‘şiir’ denilmeyecek berbat sözleri ‘şiir’ diye yayınlıyorlar.
Gazetelerimizdeki kalite bu. Onların edebiyatla ilgisi olmadığı için şiir köşelerini öyle saçmalıklarla dolduruyorlar.
Aslında onları yayınlamaya utanmaları lazım. Öyle olmuyor işte. Çünkü köşeyi yönetenlerin de kalitesini gösteriyor.
Günümüz şairlerinden de çok tanınan çok okunanlar var. Radyoların şiir programları bu konuda çok iyi diyebilirim. O kesim şiire değer veriyor. Ama ‘şair’ dediğimizde aklımıza eski şairler gelir. Onları okullarımızda okuduk. Yayıncılık bu kadar gelişmediği için bulduğumuz kitaplar onların kitaplarıydı ve çok iyi şairlerdi. Şiiri yaşadıkları için yazarlardı.
Günümüzde çok iyi çok kaliteli şairlerimiz var. Ama okumayı seven bir toplum olmadığımız için sonuç belli.
-Kitabınızda hep aşk şiirleri mi var?
Tandoğan Sönmez: Çoğunlukla aşk şiirleri ama farklı konularda da yazılmış şiirlerim var. Anneme yazdığım, cinayet kurbanı olan kadınlara, sokak çocuklarına yazdığım şiirler de var. Ancak ağırlıklı olarak aşk ve hasret şiirlerim var.
İstanbul’dayken İETT otobüsünde şiirlerimin dosyasını okuyordum. Yol boyunca düzenlemeler yaparken, yanımda oturan genç biri ‘şiirler sizin mi? demişti. ‘Evet’ dediğim de ‘Hepsi hasret, hep acılı şiirler’ deyince ben de ‘Yaşadıklarım, hissettiklerim bunlar. Şiir biraz da acı ve hüzün değil mi?’ demiştim.
O da bana ‘Tanımıyorum ama sevgiline çok gıcık oldum abi’ demişti.
Mutluluğu anlattığım şiirler de var ama şiir genelde hüznü, ayrılığı, hasreti ve acıyı anlatır.
Yüreğimizde olanların dile gelmesidir işte şiir.
Türkülerimizin, şarkılarımızın, duygularımızın güzellemeleri, yüreğimizin rengidir bir bakıma şiir.
İnsani yanımızdır yüreğimiz ve yüreğimizin sesi de şiirler.
Çoğumuz yaşamımızda mutlaka ya şiir yazmışızdır ya da şiirlerle yakından ilgilendiğimiz zamanlarımız olmuştur.
Kimi zaman sevdiğimize yazmışızdır mısraları kimi zaman içimizden geçenleri anlatmak için sığınmışızdır mısralara.
Hangimiz bir şarkının bir türkünün sözlerine eşlik etmedik ki dinlerken. Bazen içimizden söyledik kimi zaman da haykıra haykıra eşlik ettik sözlerine türkülerin, şarkıların.
Sevinçlerimizi paylaştığımızda oldu şiirlerle acılarımızı, hüzünlerimizi kederlerimizi de.
Kısacası şiir hayatımızın renkli yanı. Yüreğimizin renkleri değil mi?
Şiirler olmasa kime nasıl duyurabiliriz ki yüreğimizin sesini.
İşte belki de birçoğumuzun yüreğinin sesi olabilecek şiirleri yazan Tandoğan Sönmez’in ilk şiir kitabı yayınlandı. Biz de onunla şiir üzerine sohbetler ettik.
-Sizi genelde sosyal konuları, ekonomiyi ve siyaseti yazan bir gazeteci yazar olarak biliyoruz. Bundan önce yayınladığınız kitaplar da bu yönde. Oysa bir de şair yönünüz varmış. Ne zamandan beri şiir yazıyorsunuz?
Tandoğan Sönmez: Aslında benim yazı hayatım ilk şiirle başlar. Lise yıllarından beri yazıyorum. Öğretmen lisesindeki edebiyat öğretmenimin de etkisi büyüktür.
-Edebiyat Öğretmeniniz mi şiire yönlendirdi sizi?
Tandoğan Sönmez: Yönlendirme değil de teşvik etmek diyelim. Cesaretlendirdi. Şiir yazdığımı söylediğimde ‘Ver de okuyayım’ demişti. Ben de ‘yazdıktan sonra yırtıp atıyorum’ dediğimde ‘Sakın yırtma. Sakla ve daha sonra yazdığın şiirlerle öncekileri karşılaştır ve kendindeki gelişmeyi gör. Eğer sonraki şiirlerin öncekilerden iyiyse devam et. Kendini eleştirmekten çekinme. En iyi öğretmen insanın kendisidir’ demişti.
O zamandan sonra sakladım ve dediği gibi kendimdeki gelişmeleri gördüm. Yine onun teşvikiyle ‘şiir’ diyebileceğimiz ilk şiirimi Atatürk’e yazdım. Okul birincisi, il de de yaptığım küçük bir hata yüzünden ikinci olmuştum.
Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda da bizin gazetenin şiir köşesinde ilk benim şiirlerim yayınlanmıştı.
-Bu yönünüzü değil de daha çok makaleleriniz sorunlarımızın çözümü yönünde hazırladığınız akademik yazılarınız biliniyor.
Tandoğan Sönmez: Doğru. Şiirlerini şiir severler biliyor.
-Nasıl tepkiler aldınız?
Tandoğan Sönmez: Yayınlanacağını duyurduğumuzdan beri çok güzel tepkiler geldi. ‘Geç bile kaldın’ diyenler oldu. Özellikle radyo programlarımı bilenler, kitabımın yayınlanmasını çok istiyordu.
-Radyoda şiir programımı yapıyordunuz?
Tandoğan Sönmez: İstanbul’dayken uzun yıllar radyoda şiir programları yaptım.
-Sizi etkileyen şairler var mı?
Tandoğan Sönmez: Olmaz mı? Bütün şairlerden etkilendiğim olmuştur. Mesela 90’lı yıllara kadar yazdığım şiirlerimin Cahit Sıtkı’ya çok benzediği için hepsini yaktım. Kendime özgü bir tarzımın olması için çok okudum. Aşk şiirlerinde Ümit Yaşar’dan etkilenmişimdir. Okuduğum bütün şairlerin tarzından, şiir zekalarından çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
-Size göre şiir nedir?
Tandoğan Sönmez: Şimdi öyle bir soru sordunuz ki saatlerce anlatılabilecek kadar geniş. Ben size bir soru sorayım. Şiirin olmadığı bir yaşamı düşündünüz mü hiç?
Örneğin şiir olmazsa, türküler olmaz. Türkilerin olmadığı bir hayatı düşünsenize. Şarkıların söylenmediği bir yaşamı düşünün.
Kupkuru olmaz mı? Renkleri de olmaz hayatımızın. Duygularımızı paylaşamadığımızda, güzelliği kalır mı sevmenin?
Sevginin sevgiyi paylaşmanın güzelliği olmazsa hayatın tadı mı olur?
Şiir aslında insani yanımızdır aslında.
Duygularımız yani yüreğimizdir bizi insan yapan.
Yüreğimizin sesi de işte şiirsel anlatımlardır. İlle de yazılmış olması da şart değil. Sevdiğinize söylediğiniz, duygularınızı anlatan sözler de şiirdir. Duygularınızı paylaştığınız söylemler de şiirseldir.
Onun için diyorum ki ‘hayatımızın rengi, yüreğimizin sesidir şiir’
-Günümüz şairlerini nasıl buluyorsunuz? Eski şairler kadar neden tanınmıyorlar?
Tandoğan Sönmez: Çoğunu çok beğeniyorum ve çok zekice yazılmış şiirleri var. Hatta kendisine ‘şair’ demeyenlerin bile çok güzel şiirleri var. Çok kaliteli şiir yazanlarımız var.
Ancak asıl sorun bizim okumayı ve kaliteli edebiyatı sevmeyişimiz. Gazetelerin şiir köşelerini bakar mısınız? Ne kadar saçma sapan yazılmış ‘şiir’ denilmeyecek berbat sözleri ‘şiir’ diye yayınlıyorlar.
Gazetelerimizdeki kalite bu. Onların edebiyatla ilgisi olmadığı için şiir köşelerini öyle saçmalıklarla dolduruyorlar.
Aslında onları yayınlamaya utanmaları lazım. Öyle olmuyor işte. Çünkü köşeyi yönetenlerin de kalitesini gösteriyor.
Günümüz şairlerinden de çok tanınan çok okunanlar var. Radyoların şiir programları bu konuda çok iyi diyebilirim. O kesim şiire değer veriyor. Ama ‘şair’ dediğimizde aklımıza eski şairler gelir. Onları okullarımızda okuduk. Yayıncılık bu kadar gelişmediği için bulduğumuz kitaplar onların kitaplarıydı ve çok iyi şairlerdi. Şiiri yaşadıkları için yazarlardı.
Günümüzde çok iyi çok kaliteli şairlerimiz var. Ama okumayı seven bir toplum olmadığımız için sonuç belli.
-Kitabınızda hep aşk şiirleri mi var?
Tandoğan Sönmez: Çoğunlukla aşk şiirleri ama farklı konularda da yazılmış şiirlerim var. Anneme yazdığım, cinayet kurbanı olan kadınlara, sokak çocuklarına yazdığım şiirler de var. Ancak ağırlıklı olarak aşk ve hasret şiirlerim var.
İstanbul’dayken İETT otobüsünde şiirlerimin dosyasını okuyordum. Yol boyunca düzenlemeler yaparken, yanımda oturan genç biri ‘şiirler sizin mi? demişti. ‘Evet’ dediğim de ‘Hepsi hasret, hep acılı şiirler’ deyince ben de ‘Yaşadıklarım, hissettiklerim bunlar. Şiir biraz da acı ve hüzün değil mi?’ demiştim.
O da bana ‘Tanımıyorum ama sevgiline çok gıcık oldum abi’ demişti.
Mutluluğu anlattığım şiirler de var ama şiir genelde hüznü, ayrılığı, hasreti ve acıyı anlatır.
Yüreğimizde olanların dile gelmesidir işte şiir.