Kültür-Sanat
Yayınlanma: 21 Kasım 2023 - 09:38
Güncelleme: 21 Kasım 2023 - 09:45
ÜLKESİNİN DÜNYADAKİ GURURU 'METİN YENER'
Adı Metin Yener… Emekli bir gazeteci. Şimdi ise O Dünya Fotoğraf sanatçıları arasında kendisine yer bulmuş Türkiye’sinin medar-ı iftiharı…
Kültür-Sanat
21 Kasım 2023 - 09:38
Güncelleme: 21 Kasım 2023 - 09:45
HABER CEMAL BİLGE
İSTANBUL - Hayatı okumak ve çalışmak arasında geçti Metin’in. Terzi olan babasına yük olmak şöyle dursun, aile ekonomisine katkı sunan bir evlat olmak adına çalıştı, çalıştı ama okudu da.
.jpg)
O gerçek bir bilgi adamı. Önsezileri son derece gelişmiş, bugünden yarını görebilen, yarının önlemlerini bugünden alabilen üstün bir beyin, harika bir zeka.
Kendi kaderini kendisi yazabilen, şansını ise dilediği gibi yönlendirebilen ender yeteneklerden olan Metin Yener, uzun yıllar medyada muhabir, şeflik ve müdürlük yaptıktan sonra genç yaşında emekli oldu.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan ama bir o kadar herkesçe çok sevilen Yener, emekli olduktan sonra bir süre kendisini boşlukta hissetti. Gazeteciliğe vedası sonrası yaşadığı boşluk fazla uzun sürmedi O’nun için….

Hayatı boyunca iki şeye aşıktı Yener. Aşık oldukları ne bir insandı ne de bir canlı. O gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazı fotoğraf makinesine sevdalı yaşadı yıllarca. Onu herkesten ve her şeyden çok sevdi. Fotoğraf makinesi de O’nu tabi…
Makinesinin ve Metin’in birbirine olan sevdası büyük olduğu gibi, ölümsüz bir aşktı her zaman… Makinesinden sonra ki ikinci bir aşkı da İstanbul’du Metin’in… Bir Doğu Karadeniz çocuğu olmasına karşın İstanbul’a olan aşkı şiirlere, şarkılara, romanlara konu olacak kadar büyüktü Yener’in.

Gazetecilikten emekli olup, fotoğraf sanatçılığına geçişi sonrası ilk günleri, ilk haftaları, ilk ayları sadece makinesinin denklanşörünün sesini duymakla geçti Metin Yener’in.
Sonra çektiği fotoğrafları sosyal medyasında eşle dostla paylaşmaya başladı genç emekli. Her paylaştığı fotoğraf dalga dalga yayıldı sosyal medyada… Önce İstanbul’da yaşayanlar tanıştı yaşadıkları şehrin bilinmeyen ya da o güne dek fark edemedikleri güzellikleriyle.
Ardından Türkiyesi tanıdı Yener’in çektiği birbirinden güzel İstanbul ve İstanbul’da yaşayanların fotoğraflarını… Her fotoğraf sadece beğenilmekle kalmadı insan gözünde… Fotoğraflar, beğenenlerin hafızalarına da mıh gibi çaktılar kare kare kendilerini…

O’nda ki bu durumu ilk fark eden gazeteci arkadaşı Cemal Bilge oldu. Bilge o yıllarda İzmir’in en çok izlenen ve takip edilen televizyonunun sahibi ve yöneticisiydi. Metin’in bugünlerini daha o günlerden yazdı okur ve izleyicileriyle paylaştı.
Metin Yener, adını Türkiye’sinden alan ulusal bir fotoğraf sanatçısı olmaktan çıktı. O uzun süredir artık bir uluslararası bir fotoğraf sanatçısı. Çektiği her 10 kare fotoğrafından biri mutlaka, uluslararası fotoğraf dernek ve kulüpleri tarafından ödüllendirilen bir sanatçı.

Ülkesi, O’nun sessiz sedasız elde ettiği bu fevkalade büyük başarıyı ne kadar biliyor, taktir ediyor onu bilmeyiz, bildiğimiz bir şey var ki ; Metin Yener’in değerini bilmeyen bir ülkesi olsa da yaptıklarını taktir eden, çektiği her kare fotoğrafın hakkını veren bir dünya var artık hayatında.
O bir Metin Yener… O emekli bir gazeteci… O fotoğraf makinesine, makinesinin O’na duyduğu ölümsüz aşk ile bugünkü uluslararası başarılara yürümüş bir dünya markası… O bir Metin Yener… O terzi babasının gururu…
İSTANBUL - Hayatı okumak ve çalışmak arasında geçti Metin’in. Terzi olan babasına yük olmak şöyle dursun, aile ekonomisine katkı sunan bir evlat olmak adına çalıştı, çalıştı ama okudu da.
.jpg)
O gerçek bir bilgi adamı. Önsezileri son derece gelişmiş, bugünden yarını görebilen, yarının önlemlerini bugünden alabilen üstün bir beyin, harika bir zeka.
Kendi kaderini kendisi yazabilen, şansını ise dilediği gibi yönlendirebilen ender yeteneklerden olan Metin Yener, uzun yıllar medyada muhabir, şeflik ve müdürlük yaptıktan sonra genç yaşında emekli oldu.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan ama bir o kadar herkesçe çok sevilen Yener, emekli olduktan sonra bir süre kendisini boşlukta hissetti. Gazeteciliğe vedası sonrası yaşadığı boşluk fazla uzun sürmedi O’nun için….

Hayatı boyunca iki şeye aşıktı Yener. Aşık oldukları ne bir insandı ne de bir canlı. O gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazı fotoğraf makinesine sevdalı yaşadı yıllarca. Onu herkesten ve her şeyden çok sevdi. Fotoğraf makinesi de O’nu tabi…
Makinesinin ve Metin’in birbirine olan sevdası büyük olduğu gibi, ölümsüz bir aşktı her zaman… Makinesinden sonra ki ikinci bir aşkı da İstanbul’du Metin’in… Bir Doğu Karadeniz çocuğu olmasına karşın İstanbul’a olan aşkı şiirlere, şarkılara, romanlara konu olacak kadar büyüktü Yener’in.

Gazetecilikten emekli olup, fotoğraf sanatçılığına geçişi sonrası ilk günleri, ilk haftaları, ilk ayları sadece makinesinin denklanşörünün sesini duymakla geçti Metin Yener’in.
Sonra çektiği fotoğrafları sosyal medyasında eşle dostla paylaşmaya başladı genç emekli. Her paylaştığı fotoğraf dalga dalga yayıldı sosyal medyada… Önce İstanbul’da yaşayanlar tanıştı yaşadıkları şehrin bilinmeyen ya da o güne dek fark edemedikleri güzellikleriyle.
Ardından Türkiyesi tanıdı Yener’in çektiği birbirinden güzel İstanbul ve İstanbul’da yaşayanların fotoğraflarını… Her fotoğraf sadece beğenilmekle kalmadı insan gözünde… Fotoğraflar, beğenenlerin hafızalarına da mıh gibi çaktılar kare kare kendilerini…

O’nda ki bu durumu ilk fark eden gazeteci arkadaşı Cemal Bilge oldu. Bilge o yıllarda İzmir’in en çok izlenen ve takip edilen televizyonunun sahibi ve yöneticisiydi. Metin’in bugünlerini daha o günlerden yazdı okur ve izleyicileriyle paylaştı.
Metin Yener, adını Türkiye’sinden alan ulusal bir fotoğraf sanatçısı olmaktan çıktı. O uzun süredir artık bir uluslararası bir fotoğraf sanatçısı. Çektiği her 10 kare fotoğrafından biri mutlaka, uluslararası fotoğraf dernek ve kulüpleri tarafından ödüllendirilen bir sanatçı.

Ülkesi, O’nun sessiz sedasız elde ettiği bu fevkalade büyük başarıyı ne kadar biliyor, taktir ediyor onu bilmeyiz, bildiğimiz bir şey var ki ; Metin Yener’in değerini bilmeyen bir ülkesi olsa da yaptıklarını taktir eden, çektiği her kare fotoğrafın hakkını veren bir dünya var artık hayatında.
O bir Metin Yener… O emekli bir gazeteci… O fotoğraf makinesine, makinesinin O’na duyduğu ölümsüz aşk ile bugünkü uluslararası başarılara yürümüş bir dünya markası… O bir Metin Yener… O terzi babasının gururu…
# gazeteci metin yener# yazar metin yener# fotoğraf sanatçısı metin yener# kültür sanat# fotoğraf sanatı
İlginizi Çekebilir